27 Ekim 2006 Cuma

Lokman Hekimin Sev Dediği





Bu yürek,
Seni seveceğini biliyordu herhalde!
Bu kafa, seni kuracağını seziyordu hanidir...
Bire bin veren buğday,
Elmadaki mayhoşluk,
Hukuki beşer,
Çınçınlı hamam,
Çizmedeki kedi...
Sanki elleriyle koymuşlar gibi
İkimizden bir işmar!

Seni sevmemiş olsam, sözlerim yarı yarıya...
Gözlerim yarım.
Ellerim çolak hüseyin eli.
Seni sevmesem, nefes almayı beceremem ki!

Bugün günlerden ne?
Cumartesi...
Seni sevdiğim için cumartesi elbet!
Seni sevdiğim için bak temmuz ayındayız!
Ayşe onbaşı, Pir Sultan Abdal,
Büsbütün sevdalıyım sana...

Bu gemiler nereye gidiyor seni sevdiğim için?
Seni sevdiğimden suyun akası geliyor!
Bacaların tütesi, Nurhayat'ın halleri...
Seni sevdiğim için güzel
İbrahim'in dilleri...

İnsan seni sevince tutsaklığa kızar tabi!
Savaşın adı geçse cinifrit olur.
Ereğli'nin kömürünü düşünür; ne kömür o be!
Raman'ı düşünür, Çukurova'yı düşünür...
Seni sevdiği için Haliç'te bir uğultu;
Marmara'da bir deniz.
Isparta bahçesinde güller
Seni sevdiği için goncalanıyor!
Seni sevdiğim için kilim dokuyor Avşar'da...
Yarın sabahlar, seni sevdiğim için icat edildi.
Penisilin, halk şiiri, canlı sinema...
Mapushaneler, yedi düvel, harbi ispanyol nezlesi!
Sultan Hamid, Don Civani
Ne bilsinler seni sevdiğimi!
Başaklanmayan yulafa söylemeli;
Cılk yumurtaya,
Paslı demire...
Kulağını bükmeli kurtlu kirazın!
Hoşnut değilllerse bu gidaşattan,
Akıl etsinler seni sevdiğimi!
Yeşille turuncunun kafa barıştırması, bu sevdadan ötürü...
Tepemizdeki o göçmez tavan,
Sulardaki yakamoz, ortancadaki pembe
Ben seni sevdim diye!

Bingöl vilayetinde kamyondan inince
Tığ gibi bir delikanlıya soruyorum:
Siz nerenin bulutlarısınız böyle?
Biz sizin sevdanızın bulutlarıyız!
Bir yıldızlı akşamı varsa Ankara'nın,
1953 kışları içinde;
Karnı tok, sırtı pekse hısım akrabanın;
Konu-komşu dirlik düzenlik içindeyse;
Birbirimizi daha çok sevelim diye!

İnsan seni sevince iş-güç sahibi oluyor.
Şair oluyor mesela;
Meyhaneden cayıyor bir akşamüzeri.
Caysın be güzel!
Caysın be iyi!

Tütünü bırakıyorum, tütün neyime zarar?
Keseme zarar, ciğerime zarar, sevdama zarar!
Seni sevince adamın papuçları eskimiyor!
Beti-benzi yeni çarktan çıkmış gibi...
Seni sevince insan bilgili, saygılı, gönlü gani şen.
Saçları zencefilli.
Erkencecik evine dönmek istiyor canı...

Hep seni düşün.
Hep seni yaşat.
Hep seni yıka;
Seni doyur üç öğün!
Seni bir kanım uyut, sonra uyandır...
Lokman hekim, seni sev diyor bana!

Seni sevmeseydim, ilkbaharı kodunsa bul gayrı!
İstanbul diye bir kent yoktu ki yeryüzünde!
Umut diye bir şey yoktu ki seni sevmeseydim!
Hak, hukuk, bereket diye...
Eşitlik, kardeşlik, hürriyet diye...

Yüreğime sağlık, ne iyi ettim!..

Metin Eloğlu






.

4 yorum:

  1. "Yarın sabahlar,seni sevdiğim için icat edildi" yarınlar vardı bugünlerimden farklı olan; O'nun çıkıp gelebileceğinin umudunu taşıyan...
    "Bir yıldızlı akşamı varsa Ankara’nın 2005-2006 kışları içinde" O'nu sevdiğimdendi, O'nun beni sevMEdiğinden...

    Yüreğine sağlık be Sevdiğim,ne iyi ettin de Selcan'ı tanıdım sayende; Yüreğine sağlık be Selcan,ne iyi ettin de yüreğimi ısıttın bu şiirle bu soğuk kış/düş gecesinde..!

    YanıtlaSil
  2. Hiç atacak adımın(!) kalmadığı yerde, anılacak bir adımın(!) da olmadığını bilmek ne acı...

    XKS

    YanıtlaSil
  3. Her zaman atılacak bir adım vardır, adımızı anan birileri de elbette..

    Sorun şu ki; adım atmaya cesareti olmayanların, adlarının anıldığını bilmeye hakkı yok!

    YanıtlaSil
  4. Hayatta hiç iki kere şansınız oldu mu. Benim çok nadir iki şansın oldu. Genelde kader hep bana tek mermi verdi... Adım atacak cesareti olsa da insanın adım atmaya değer toprak kalmadıysa. Adım attığınızda varılacak hedef kalmadıysa... Attığınız adımı yüreğinizde hissedecek heyecan kalmadıysa... Adım atmanın da, adımızın anılmasının da hükmü kalmadı belki... Suskunluğumuz korkaklığımızdan değil, edebimizdendir.

    YanıtlaSil