8 Aralık 2006 Cuma

Sesime Ses


Ben 24 yaşında üniversite mezunu biriyim. Mezuniyetten beri hedefim kamu kurumlarında uzman yardımcısı olarak çalışmaktı. Bunun için öncelikle KPSS'den belli barajları tutturabilmek gerekiyor. Zira kurumlar kendi seçtikleri puan türlerinden barajlar belirleyerek sözgelimi "P54 puan türünden 85 ve yukarısında puan alanları" yazılı sınava kabul ediyorlar. Sonra ikinci aşama olan kurum sınavı gerçekleştiriliyor. Sözkonusu yazılı kurum sınavını da geçenler bu defa sözlü sınava alınıyor. İşte asıl sorun da burda başlıyor. Kamu personeli alımında torpili, kayırmayı engellemek için getirilen KPSS, sözlü aşamasına gelebilmek için basit bir formalite olmaktan öteye gidemiyor. Zira kurumlar kendi barajlarını belirlemekte serbestler. Kimi kurum KPSS'den 90 üzeri alanı sınava kabul ederken, kimileri de 70-75'e kadar indirebiliyor barajı. Ve 75 barajı olan bir kuruma 95 puanla başvurmanızın size hiçbir artısı olmuyor. Dahası, kurumun yaptığı sınavdan yüksek notlar almanızın da bir önemi yok. Sözlü sınav için genel kabul gören uygulama, açılan kadronun 4 katı kadar adayın yazılı sınav sonrasında mülakata alınmasıdır. Ancak bu konuda da kurumlar değişik uygulamalara gidebiliyorlar. Genel uygulama böyle olmasına rağmen, bazı kurumlar yazılı sınavlarında 70 alan herkesi sözlüye davet ediyor. Böyle durumlarda, ilginçtir, yazılı sınavı geçen en az 150 kişi oluyor! Özellikle KPSS barajının düşük tutulmasını, yazılı sınavın basit olmasını ve yazılıyı geçen (geçirilen) herkesin sözlüye alınmasını kararlaştırarak sözlü aşamaya istedikleri adayların katılmasını sağlayabiliyor, sözlü-mülakat sonucunda da o adayları kazandırabiliyorlar.


Benim KPSS puanlarım 80-95 arasında ve kurumların KPSS barajlarını geçerek sınavlarına girmeye hak kazanıyorum. ODTÜ'de yüksek şeref öğrencisi olmamı, KPDS'den A seviyesinde yabancı dil bilmemi de bir kenara bırakırsak kurumların yazılı sınavlarını geçecek kadar da bilgi birikimim var. Ayrıca ders dışında çeşitli aktivitelerle de kendimi geliştirmeye çalıştım. Etkili ve Güzel Konuşma kursundan fotoğrafçılık kursuna kadar çeşitli kurslara, seminerlere katıldım. Hem eğitim hem kültür hem de zeka bakımından her kuruma girebilecek kapasitedeyim. Ancak başta da bahsettiğim gibi 2005 Haziran'ından bu yana girdiğim sınavları hep sözlü aşamasında kaybettim. Ne kötü ki; bu tür uzmanlık, müfettişlik, kontrolörlük gibi kadrolara giriş sınavına bir standart getirilmediği, sözlülerin kaldırılmadığı sürece, sınav komisyonunda ya da hükümette tanıdığı olmayan insanların, tüm donanımlarına, yeteneklerine rağmen sınav kazanması mümkün değil. Bu konuda bana ve benim durumumda olanlara bir yol göstermenizi istiyorum. Yaptıklarımız bize sınav kazandırmasa, yüksek maaşlı işler getirmese de en azından kamuoyu oluşturabilmeli; haksızlıkların, torpilin olağan görülmesini engelleyebilmeliyiz. Bu durum gençler arasında öylesine kanıksanmış ki; aday kayırmaya son vermek için mücadele etmek yerine herkes kendini kayıracak adam bulma telaşına düşmüş durumda. Bunu durdurmanın elimizde olduğuna inanıyorum; ancak sesim başka seslerle birleşmediği sürece kuru gürültüde kaybolup gidiyor. Lütfen sesime ses katmama yardım edin.. Saygılarımla..

Selcan

08/12/2006
Ankara

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder