Yarın gece gideceğim bu kentten!
Bir ırmağa yolcuyum, sular çekiyor beni...
Yüreğimden başka taşıyacak yüküm yok!
Sayılmazsa göğsümden düşen kuş ölüleri...
Sözüm yok; işte yüzüm, işte akşam!
Sesimde anıların sessizliği...
İçimde acıyla yürüyorum yolları,
Çoktandır yolumu ayırdığım bu kentten.
Yorulsam da bir daha binmem o trenlere;
Kimse karşılamasın istasyonlarda beni!
Kuşsuz bir kent, gizli uzayan saçlarımda...
Aşktan ve anılardan bir avuç külüm şimdi!
Ardımda usulca akan küçücük sular;
Bir onlar uğurluyor varacağım ırmağa...
Sözüm yok; işte yüzüm, işte akşam!
Sesimde anıların sessizliği!...
Sonunda bir soru gibi kaldım yine kendimle;
Kentin kırık aynasında eksildikçe düşlerim...
Söyle, benim ömrüm bu kente uğradı mı?
Sahi ben hiç ömrümü kendime yaşadım mı?
Haydar Ergülen
Bir ırmağa yolcuyum, sular çekiyor beni...
Yüreğimden başka taşıyacak yüküm yok!
Sayılmazsa göğsümden düşen kuş ölüleri...
Sözüm yok; işte yüzüm, işte akşam!
Sesimde anıların sessizliği...
İçimde acıyla yürüyorum yolları,
Çoktandır yolumu ayırdığım bu kentten.
Yorulsam da bir daha binmem o trenlere;
Kimse karşılamasın istasyonlarda beni!
Kuşsuz bir kent, gizli uzayan saçlarımda...
Aşktan ve anılardan bir avuç külüm şimdi!
Ardımda usulca akan küçücük sular;
Bir onlar uğurluyor varacağım ırmağa...
Sözüm yok; işte yüzüm, işte akşam!
Sesimde anıların sessizliği!...
Sonunda bir soru gibi kaldım yine kendimle;
Kentin kırık aynasında eksildikçe düşlerim...
Söyle, benim ömrüm bu kente uğradı mı?
Sahi ben hiç ömrümü kendime yaşadım mı?
Haydar Ergülen
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder