31 Mayıs 2014 Cumartesi

Vazgeçme!

Parkta bir ağaç…
Üzerinde şarkısını söyleyen serçe…
Bugün bölük bölük polisleri, kalkanları, copları, TOMA’ları, akrepleri, gaz bombaları ile gelecekler…
*
Sen de şarkını söyle bugün…
Diren…
Vazgeçme…
*
Bugün Gezi’nin başladığı gün…
Tam bir yıl olmuş…
Tüm dünyayı etkileyen, en anlamlı, en sevimli, en barışçı, en naif, en yürekli direnişinin yıldönümü…
Kurşuna karşı karanfildi…
Palaya karşı şarkı…
*
Aslında…
Atatürk’ün gençliğe hitabesinde sözünü ettiği gündür:
31 Mayıs…
*
“Kaleler zapt edilmiş…
Tersanelerine girilmiş…
Ordu dağılmış…
İktidar sahiplerinin şahsi menfaatlerine dönüşmüş bir devlet…
Görmediğin kadar; gaflet…
Cebir…
Hile…
Dalalet…
Hatta hıyanet…”
Daha ne olsun?..
*
İşte “muhtaç olduğun kudret” idi o…
Bir yıl önce bugün, Gezi Parkı’nda yurdu saran bir çığlıkla başlamıştı… Ve her şeye rağmen yüreğindeki sevgi, barış, hoşgörü duygularını yenemediği için…
Elinde silah değil karanfil vardı…
Dilinde şarkısı…
*
Bugün üzerine polisleri, silahları, kalkanları, copları, akrepleri, TOMA’ları, gaz bombaları ile gelecekler…
Parkta bir ağaç…
Üzerinde her şeye rağmen şarkısını söyleyen serçe…
*

Çağdaşlık, özgürlük, aydınlık umutlarımızı geri istediğimiz gündü o gün…
Diren…
Vazgeçme…

Bekir COŞKUN



14 Mayıs 2014 Çarşamba

Kömür

Kömür olduk ey insanlar, yakın bizi! 
Gökyüzünde duman duman soluyun bizi... 
Kaşlar kara, gözler kara, kirpik kara, el kara...
Kitap kara, defter kara, tarih yazan kalem kara! 

Hoşça kal, hoşça kal son gün ışığı! 
Son gün ışığıyla gelen yaşam, hoşça kal! 
Son yeryüzü, son insan suretleri, hoşça kal... 
Bebekler, arkadaşlar, komşular hoşça kalın... 

Bize Almanların itlerine biçtiği değerden daha az değer biçen dünya, hoşça kal! 
Ve merhaba karanlığın mabedi, yeraltının sessiz ırmakları!
Merhaba yeraltı, merhaba... 

Hoşça kal sevgilim, ben bir madenciyim
Yeraltında sessiz sessiz ağlayan, ağlayan bir nehirim... 
Kaşlar kara, gözler kara, kirpik kara, el kara... 
Kitap kara, defter kara, tarih yazan kalem kara!..

Hasan Hüseyin Demirel
   

6 Mayıs 2014 Salı

Simsiyah Bir Teselli



Şenlik dağıldı, bir acı yel kaldı bahçede, yalnız...
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız!
Gitti dostlar, şölen bitti; ne eski heyecan ne hız...
Yalnız kederli yalnızlığımız da sıralı sırasız 
O mahur beste çalar müjganla ben ağlaşırız!..

Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı!
Güneşten ışık yontarlardı; sert adamlardı.
Hoyrattı gülüşleri; aydınlığı çalkalardı!
Gittiler akşam olmadan, ortalık karardı!..

Bitmez sazların özlemi; daha sonra daha sonra...
Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara;
Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara!
Geceler uzar; hazırlık sonbahara...

Attila İlhan



1 Mayıs 2014 Perşembe

Prangalı İşçi





Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
                meyve çağında ağacın,
                serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:
                                — çürüyen diş, dökülen et —,
                         bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle: işçi tulumuyla
                                        bu güzelim memlekette hürriyet...


Nazım Hikmet Ran