Tedaviler fayda etmedi; çünkü ben hazır değildim düzelmeye, iyileşmeye. Duygusal bir kuyu kazdım kendime. Yeterince derin olduğuna inandığım noktada kazmayı bırakıp içine girdim. Haftalar, aylar kuyuda geçti. Kendime acıdıkça daha çok battım dibe. Dipte olduğuma inandıkça daha çok acıyasım geldi kendime.
Dip soğuk, dip sağır, dip bir girdap çektikçe içine alan. Ne zaman, nasıl indim acaba oraya, anlamadım. Anlamaya da çalışmadım. Çıkmak gelmedi içimden. Kalmak daha kolaydı. Devinmek, debelenmek, uğraşmak bile ağırdı.
Bir labirent depresyon dedikleri, çıkış yollarını bulsan dahi yürümek istemediğin. Buralara kadar gelirken kaybolmayayım diye yol boyu serpiştirdiğim ekmek kırıntıları vardı. Hepsini evham kuşları yedi kıtır kıtır. Geri dönemedim. Etrafıma umutsuzluktan perdeler çekip üzerime endişeden battaniyeler ördüm. Alabildiğine kabuklandım, saklandım. Sevdiklerime bile tahammül edemez hale geldim.
Elif Şafak
Siyah Süt
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder