29 Ekim 2011 Cumartesi

Cumhuriyet Bayramı


Mustafa Kemal'in, kutlamalarını vefatına kadar her sene büyük bir coşkuyla izlediği Cumhuriyet Bayramı, O'nun vefatından sonra da kutlanmaya devam ettiyse...

Milletin, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olduğu durumlarda da kutlanacaktır!

Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun!..


28 Ekim 2011 Cuma

Memleket Nire?

HEMŞERİM MEMLEKET NİRE?

Kendimi bildim bileli yollarda tükettim koskoca bir ömrü.
Bir uçtan bir uca gezdim şu fani dünyayı.
Okumuşu, cahili, yoksulu, zengini...
Hiç farkı yok, hepsi aynı!
Sonunda ben de anladım hanyayı Konya'yı!

Sanki insanlık pazara çıkmış, ekmek aslanın ağzında...
"Bir sıcak çorba içer misin?" diyen yok.
Dört duvarı ören çatısını kapatıp içten kilitlemiş kapıyı!
"Bir döşek de sana serelim, buyur." diyen yok.

Tek bir soru: Hemşerim memleket nire?
"Bu dünya benim memleket."
"Hayır, anlamadın. Hemşerim esas memleket nire?"
"Bu dünya benim memleket."
Tövbe, tövbe, tövbe...

Kardeşlik ve eşitlik üzerine uzun uzun nutuklar çekip
"Niye senin derin benden daha koyu?" diyen çok!
"Kaşının altında gözün var!" diye silahlanıp ölüme koşarken
Kalan dul ve yetim ne yer ne içer, soran yok...

Barış garibim, bulamadı çözümü; oturdu, etti bunca sözü.
"Gelin, hep beraber anlaşalım." diyen yok!
Zaten paramparça bölünmüş ve yaşanmaz olmuş dünyamız;
Daha fazla kesip bölmeye hiç gerek yok!

Tek bir soru: Hemşerim memleket nire?
"Bu dünya benim memleket."
"Hayır, anlamadın. Hemşerim esas memleket nire?"
"Bu dünya benim memleket."
Tövbe, tövbe, tövbe...

Barış MANÇO


27 Ekim 2011 Perşembe

Sormak Yetersiz

Herkes soruyor.
...ama cevabı dinleyen yok.
"Nasılsın?" diyorlar mesela, "Günün nasıl geçti?" diyorlar, "Neden moralin bozuk?" diyorlar.
Sormak yetiyor ilgilendiklerini göstermek için. Cevabı merak etmiyorlar. Dinlemiyorlar...

-Nasıl geçti günün?
-Biraz sıkıntılıydı bugün. Sabah işe gittiğimde....
-Bir çay mı koysak? İçeriz değil mi? Ya eve şu ayaklı lambalardan alalım mı? Hatta evde zeytin kalmamış, çıkmışken ona da bakarız.
-...

Selcan
27/10/2011
Ankara

24 Ekim 2011 Pazartesi

Toprak Ananın Evlatları

Ve toprak ana
Hıncını üstündeki evlatlarından çıkardı...

Selcan
23/10/2011
Ankara




23 Ekim 2011 Pazar

Devlet Babanın Evlatları

Ve devlet, bir evladına diğer evladını öldürterek varlığını korudu!
Ya "öldürülen terörist" oldu evlat ya da "şehit"...

Selcan
22/10/2011
Ankara


19 Ekim 2011 Çarşamba

Delikler

Bakış açınıza bağlı olarak bir ağı iki şekilde tanımlayabilirsiniz. Normal olarak onun, balık yakalamak için tasarlanmış, düğümlerden oluşan bir araç olduğunu söyleyeceksiniz. Ama mantık kurallarını pek de çiğnemeksizin bu görüntüyü tersine çevirebilir ve ağı, şakacı bir sözlükbilimcinin bir zamanlar yaptığı gibi, "İple birbirine bağlanmış bir delikler derlemesi" şeklinde tanımlayabilirsiniz.

Flaubert'in Papağanı
Julian Barnes



13 Ekim 2011 Perşembe

Başkent


Ankara'nın dardır yolu
Düşman aldı sağı, solu
Sen gösterdin paşam bize
Öyle günlerde doğru yolu

9 Ekim 2011 Pazar

Böcek


03.07.2011
Kütahya-Ankara karayolu

4 Ekim 2011 Salı

Uzmanlık

Sizin bana atfettiğinizden çok daha değerliyim, sizin verdiğiniz işlerden çok daha niteliklisini yapabilecek kapasitedeyim!

Karşınızda kim var sanıyorsunuz! Her türlü amele işinizi yaptırıp katma değerli işlerden bihaber bırakıp yetişmemi engellediniz. Başkalarının yaptığı özensiz işleri bana dosyalatıp üst düzeye karşı piyon olarak kullandınız.

Toplantılara kendiniz gittiniz, projelerde kendiniz yer aldınız. Yetmedi; raporları bile kendiniz yazıp imla hatalarını kontrol etmemiz için bize gönderdiniz. Uzman nerede? Uzmanlık nerede? Hani uzmanlık kuruluşuydu burası? Ne yetiştiriyor ne yetişmesine izin veriyorsunuz.

Bizi o kadar hor kullandınız ki; elinizde pırıl pırıl genç insanlar var iken şimdi bir yığın umutsuz, özgüvensiz, motivasyonsuz, yetişmemiş et yığını kaldı!

Hayrını görün...

Selcan
04.10.2011
Ankara