26 Aralık 2010 Pazar
Ne Bekliyorum Ki!
25 Aralık 2010 Cumartesi
16 Kasım 2010 Salı
Şu Feleğin İşine Bak
Sana yapılan haksızlığın acısını içimizde taşıdığımız için mi her dinleyişimizde hüngür hüngür ağlatıyor bizi türkülerin, bilmiyorum. İnsanın yüreği dayanmıyor!
O genç yaşta, daha çok türkü söyleyecekken duruveren kalbin bizimle barışır mı acaba günün birinde?
Bayram
Denize Doğru
Kumdan Kaleler Topluluğunun 1996 tarihli ilk ve tek albümü. Ada Müzik tarafından yayımlanmıştır.
Bu albümdeki bestelerden "Sana Dair", "Kumdan Kaleler", "Yeter ki", "Koru Beni", "Harfin" ve "Senden Kalan Her Şey' söz ve müzik olarak Tuna Kiremitçi'ye aittir.
"Bu Aşk Burada Biter" Ataol Behramoğlu'nun, "Gökanlam" ise Edip Cansever'in şiirleri olup besteleri yine Tuna Kiremitçi'nin.
"Ateş Olsam", Tuna Kiremitçi ve Kerem Doğrar'ın ortak bir bestesi.
"Evde Yoklar" ise Metin Altıok'un şiiri. Kerem Doğrar tarafından bestelenmiş.
Şarkılardaki düzenlemeler de Tuna Kiremitçi ve Kerem Doğrar'a ait.
Albümün kartonet fotoğrafları Cem Göçmen, grafik tasarımı ise Çağla Turgul imzasını taşıyor. Kayıtlar Stüdyo Pan'da, Fazıl Atuk tonmaister'liğinde yapılmış.
Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Denize_Doğru
Kumdan Kaleler
Türk rock topluluğu... 1992-1998 yılları arasında etkinlik göstermiştir.
Doksanlı yıllar, Türk rock topluluklarının bereketli bir dönemiydi: Mavi Sakal, Kargo, Mor ve Ötesi gibi isimler dinleyicileriyle ilk defa o dönemde buluştular.
1992 yılında Tuna Kiremitçi, Kerem Doğrar ve Cem Coşkun tarafından kurulan Kumdan Kaleler de, 1996 yılında o dönemin en özgün Türkçe Rock çalışmalarından birine imza atıyordu: "Denize Doğru". Bu albümde, Tuna Kiremitçi'nin şarkı sözlerinin yanı sıra Ataol Behramoğlu, Metin Altıok ve Edip Cansever şiirlerinden yapılmış besteler de yer aldı.
Bir dönem Galatasaray Lisesi Orkestrası olarak Hürriyet Altın Mikrofon yarışmasına da katılan Kumdan Kaleler, bu yarışmada İstanbul birincisi ve Türkiye üçüncüsü olarak dikkat çekti. Daha sonra Sumru Ağıryürüyen, Ozan Tügen, Muammer Ketencoğlu gibi profesyonel sanatçıların da katkılarıyla albüm kayıtlarını yapan ve çeşitli konserler veren topluluğun müzik anlayışını, belki de en iyi bir afişlerine şaka yollu yazdıkları şu cümle tanımlıyor: "İstanbul Dolaylarından Rock"
İdeal kadrosu Tuna Kiremitçi (Vokal, ritm gitar), Kerem Doğrar (Bas gitar, vokal), Cem Coşkun (Akustik gitar), Orkunt Özkaya (Tuşlu çalgılar), Fırat İlker (Flüt), Murat Güney (Keman), Tuğrul Acar (Solo gitar) ve Kerem Eye (Bateri) şeklinde bilinen topluluğun ilk dönemlerinde şu müzisyenlerin de katkısı var: Togay Şenalp (Ud, vokal), Ahmet Balta (Bas gitar). Ayrıca, ilk ve tek albümlerinde Mert Karamızraklı ve Burak Atasavun solo gitar, Kadir Demirel çöğür, Onur Sarikaya bateri ve Ahmet Altınel de keman çalıyor.
Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Kumdan_Kaleler
10 Kasım 2010 Çarşamba
Sirenler çığlık atıyor yokluğunda!
29 Ekim 2010 Cuma
Cumhuriyet
Cumhuriyet, “teokratik” bir yapıdan modern topluma dönüş projesidir. Cumhuriyetin kuruluşunu takiben ilk on yılda birbiri ardına yapılan devrimlerle yurdumuzun çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırılması ve dini kurallar yerine akla bilime dayalı kurallarla yönetilen laik, demokratik ve sosyal bir devlet yapısının oluşturulması amaçlanmıştır. Devrimler büyük bir kararlılıkla yaşama geçirilmiş, başta Öğretim Birliği Yasası’nın, Medeni Kanun’un kabulü ile özgür düşünce ve bilimsel araştırma esasına dayalı üniversitelerin kurulması çağdaş uygarlık yolunda atılan en önemli adımlardır.
Her zaman olduğu gibi Cumhuriyetin temel ilkelerine, çağdaş, demokratik, laik, sosyal hukuk devletine sahip çıkacağımızı, insan hak ve özgürlüklerini koruyacağımızı kamuoyuyla paylaşır, tüm yurttaşlarımızın
Cumhuriyet Bayramını Kutlarız.
Saygılarımızla,
ODTÜ Mezunları Derneği
Yönetim Kurulu
30 Eylül 2010 Perşembe
Türk Kahvesi
Gazeteci için...
Cezvedir aslında gazete.
Ateş vardır altında hep.
Suyu ısınır.
*
Patates mesela...
Koy cezveye.
Sıcağı görünce, gevşer.
Gelemez hiç zora.
Salar kendini.
O sert, dayanıklı zannettiğin karakter gider, ezilen büzülen, vıcık vıcık bi şey haline gelir. Üzülürsün girdiği kılığa.
*
Veya, yumurta.
Kaynat cezveyi...
Patatesin zıddına tepki verir.
Şartlara direnir.
Ancak, o narin yapısıyla koruduğu içindeki canı öldürür, yüreğini katılaştırır, çatlar çoğu zaman hatta, imha eder kendini; yarı yolda çıkarıp alsan bile, hayata döndüremezsin artık onu.
*
Ya, kahve?
Bambaşkadır.
Şartlar değiştiğinde, şartların dayatmasına uyacağına, şartları değiştirir.
Ortama lezzet katar.
*
Türk kahvesidir Bekir Coşkun.
*
Sabah güne başlarken, ya da, akşam günün yorgunluğunu atarken yudumlamanız ondan.
*
Hazmetmenizi sağlar memleketi.
Zihin açar.
*
Onsuz basın, püreleşmiş patatesler, kalbi taşlaşmış yumurtalar, telvesi donmuş boş fincanlardan ibarettir.
*
Ve, siz hâlâ diyorsunuz ki:
“Köşesini almışlar elinden...”
Yanılıyorsunuz.
Keyfinizi elinizden aldılar aslında.
*
Hedef, o değildir çünkü.
O, aynı o.
Hedef sizsiniz.
*
YILMAZ ÖZDİL
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=15854032&yazarid=249&tarih=2010-09-23
30 Ağustos 2010 Pazartesi
İnadına zafer, inadına bayram, inadına mücadele!..
16 Ağustos 2010 Pazartesi
Sevdiğim Gibi
10 Ağustos 2010 Salı
Ben Susunca
9 Ağustos 2010 Pazartesi
6 Ağustos 2010 Cuma
Rakı
Rakı içiyordu diye “sarhoş” demeye getiriyorsan eğer, “sarhoş kafayla kurup yücelttiği memleketi, ayık kafayla niye yönetemiyorsun?” diye sorarlar adama!
21 Temmuz 2010 Çarşamba
6 Temmuz 2010 Salı
Bohçamda Hayallerim
kitmam der auhhyh sallar başin
ağlama kelinum oğlum oy
kınan kutli olsun
kelinum
pinduğun at tehli olsun
Dağda belimde odun, beni ne hale kodun!
Tarlada ırgat avrat, hanede hazır kadın...
Bir uşak göbeğimde, altısı eteğimde;
Yedi bitirdi beni, anandaki o çene!
Dünyanın gailesi yetmezmiş gibi bir de
El ayak çekilince sen bitersin dibimde!
Uy çalsın kemençeler de ben bir horon tepeyim.
Çatlasın kaynımgiller bari kurtlarım dökeyim!
Fındığı ben toplarım, kırması sana düşer!
Uy ellerin iyisi, geh geh gerinip şişer...
Üşudum senden; baba ocağım gözümde tüter!
Uy adaletsiz dünya; gücün hep bize mi yeter!
Bir bezden bebem vardı, bohçamda hayallerim...
Kızlığım yarım kaldı, ben annemi isterim!
Bir bezden bebem vardı, bohçamda hayallerim!
Kızlığım yarım kaldı, ben annemi isterim...
Uy çalsın kemençeler de ben bir horon tepeyim.
Çatlasın kaynımgiller bari kurtlarım dökeyim!..
26 Haziran 2010 Cumartesi
21 Haziran 2010 Pazartesi
Nerdesiniz?..
FİLİSTİN için yırtındınız da...
Şimdi niçin ortalıkta yoksunuz?..
Niçin sesiniz çıkmıyor?..
Niçin televizyonları çağırıp iki parmağınızı birden sallamıyorsunuz?.. Niçin dünyayı ayağa kaldırmıyorsunuz?..
Nerdesiniz?..
*
Dün kadın okurum, attığı e-mail’de “Yaban güvercinlerini vurdular yine” diyordu...
Her şartta Mavi Marmara gemisinde ölenlerden kat be kat fazla gelen ilk haberlere göre vurulan Mehmetçiklerin sayısı...
Tabii ki onlara da yanmıştı yüreği, vicdanı olan herkes gibi... Ama yaban güvercinleri; bir pis siyasi planın, gemiye doldurulmuş kurbanları olarak ölmediler...
Ya da Filistin toprakları için...
Onlar; yurt topraklarını beklerken, Türkiye rahat uyusun diye, o gece karanlığında vatanları için canlarını verdiler...
*
İyi ama niçin o yeşil bayraklı kalabalıklar Kızılay’a-Taksim’e çıkıp bağırmıyorlar?..
Niçin yurdun dört bir yanında aynı anda mitingler başlamıyor?..
Niçin dinci yazarlar megafonları alıp tepinmiyorlar?..
Niçin toplu gıyabi namazlar kılınmıyor?..
Niçin sesi çıkmıyor mollanın?..
*
Niçin “Dünyayı başlarına yıkarız” diye parmağını dört bir yana sallamıyor ve acele hastanelere koşmuyor Başbakan?..
Hani “van minüt” mü ne?..
Bülent Arınç niçin televizyona çıkıp ağlamıyor?..
Dün “Genelkurmay’dan açıklama bekliyorum” diyebilen TBMM Başkanı, niçin o açıklamayı “açılım”ın mimarı Başbakan’dan isteyemiyor?..
O iktidar milletvekilleri niçin gözlerini sile sile koşup birer çılgına dönmüyorlar?..
Niçin acil kriz toplantıları yapılmıyor?..
Niçin belediye otobüsleri, şehirlerin meydanlarına sembolik “cihat” için bedava insan taşımıyorlar?..
Nerdesiniz?...
Nerde?..
11 Haziran 2010 Cuma
Şehrime Geldin
8 Haziran 2010 Salı
Sevgimiz Yetersiz
3 Haziran 2010 Perşembe
Piraye
Buruşuyor, hala gelmeyen mektubun avucumda!
Yürek, kirpiklerin ucunda...
"Piraye, Piraye!" diye...
25 Mayıs 2010 Salı
Sensiz Hayat
19 Mayıs 2010 Çarşamba
19 Mayıs
19 Mayıs gençliğe emanet ve hediye edilen bir bayramdır, bağımsızlığın simgesidir, çağdaşlaşmanın öncüsüdür. Bu anlamlı bayramı yürekten kutlarız.
Saygılarımızla,
ODTÜ Mezunları Derneği
18 Mayıs 2010 Salı
Hadi Git
17 Mayıs 2010 Pazartesi
6 Mayıs 2010 Perşembe
Deniz'e Yakılan Türkü
29 Nisan 2010 Perşembe
Hasret
Sen aydınlığa, ben sana hasret...
Gel, eritir demirleri bendeki ateş!
Bir gün açılır, açılmaz sandığın kapılar; vurunca güneş!
Bir karanlık daha erişti güne; saat neredeyse beş.
Sen aydınlığa, ben sana hasret!
Gel, eritir demirleri bendeki ateş...
Gün bizim, güneş bizim;
El ele olduğumuz o gün gülmek bizim...
Dün bizim, yarın bizim;
Hasrete vurduğumuz göz göz yürek bizim...
Süsledim gelin misali gençliğimi,
Sensiz geçen yılları sildirdim,
Sen aydınlığa, ben sana hasret...
Gel, eritir demirleri bendeki ateş!
Gün bizim, güneş bizim;
El ele olduğumuz o gün gülmek bizim...
Dün bizim, yarın bizim;
Hasrete vurduğumuz göz göz yürek bizim!..