21 Mayıs 2009 Perşembe

Gün Kararırken


İstanbul
Mayıs 2009
  
  
  

Kadın

... anladım ki bir kadının suskunluğunda gizli bir anlam vardır; sürekli konuşmasında ise nice düşünceler saklıdır...

Honore De Balzac
Vadideki Zambak

          
       

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Ruhumuza açılan o çiçekli pencere


Sen dur dur, diren...

Tam 19 Mayıs’a denk getir.

*

Hakikaten mübarek kadınmış.

*

Kandilde dünyaya gelen bebeğe "Kadir" diyen, oruçlu ananın doğurduğu evlada "Ramazan" adını veren bir geleneğin çocuklarıyız biz... Mustafa Kemal’in doğum günü 19 Mayıs’ta Türkan Saylan’a miting gibi uğurlama yapılması, Allah’ın lütfudur.

*

"Bir ölür, bin doğarız" denilen...

Budur.

*

Dini siyasete alet eden bezirgan!

Hiç inanmadığın 19 Mayıs Ruhu’na stadyumda müsamere gibi uyduruk tören yapıyorsun; "dinsiz" dediğin ahali, sana gelip, seninle saf tutacağına, sel gibi Teşvikiye Camii’ne koşuyor...

*

- Nereye kardeş?

- Bayrama...

- Yani?

- Saylan’a...

*

Kaş yapayım derken, göz çıkardı yobazlar... Teşekkür borçluyuz onlara.

*

Çünkü...

Mavi gözlü sarışın adam.

Gencecik Kubilay.

Ve, kırmızı-beyaz çiçekli o küçücük penceresinden el sallayan narin kadın.

*

Yakamıza onurla takacağımız...

Her 19 Mayıs’ta, vampire sarmısak gösterir gibi yobaza göstereceğimiz üçüncü bir fotoğrafımız var artık.


Yılmaz Özdil
20/05/2009

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Aşkolsun Sana Çocuk


"Ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluğu uğrunda şerefimle bir defa ölüyorum. Sizler, bizi asanlar, şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz!" 
Yusuf

Ayağındaki lastik ayakkabıları gösterdi. "Söyleyin babama, yarın ayağımda bu lastik ayakkabıları görünce, doğru dürüst bir ayakkabısı bile yokmuş demesin, üzülmesin. Mamak'ta, cezaevinde ayakkabılarımızı giymemize bile fırsat vermediler. Ayakkabılarım cezaevinde kaldı. Onlara hediyem olsun."
Hüseyin

"Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki; bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir."
Deniz

         
Gülünün Solduğu Akşam
Erdal Öz

   
   

1 Mayıs 2009 Cuma

Bıktım

Sınavlardan bıktım. 
Sürekli birilerine bilgimi kanıtlamaktan, birilerine kendimi beğendirmeye çalışmaktan bıktım! 
Listelere girmek için çırpınmaktan bıktım...

Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaşı da geçtim, 
"Yaşasın tam bağımsız Türkiye!" diyerek katledilen Deniz'lerin yaşını da... 
Ne var elimde? 
Ne bıraktım geride? 
Ne bir tarih, ne bir felsefe...

Kazanacakların isimleri çoktan belli olan mülakatlara girmekten başka ne geliyor elimden? 
Kim doğru, hangisi yanlış? 
Haklı kim? Hak ne? 
Elimden tutup karanlıktan aydınlığa çıkaran arkadaşlar nerde?

01.05.2009
Ankara

 
   

Kalbim


Nisan 2009